vladimir bogomater
Vladimir Tanrının Anası ikonu (detay)

Rusların dinle ilişkisinde bana en ilginç gelen şeylerden biri İsa’nın annesi Meryem’e verilen önem. Öyle ki, annenin popülaritesinin bazen oğulu gölgelediği hissine kapıldığım olmuştur. Felaket zamanları medet umulanların başında anne gelir.

Rus ortodoksların Meryem’e verdiği adlar da aslen sünni taşrada yetişmiş kulağımda hep enteresan bir tını bırakmıştır. Bogoroditsa ve Bogomater. Yani Tanrıdoğuran ve Tanrının Anası.

Bunlar Rusların buldukları isimler değil. Bizans-Yunan geleneğinin ardından birebir çeviri yoluyla oluşturulmuşlar. Bogoroditsa Yunanca Theotokos‘un karşılığı.

Öte yandan, Yunanların Meryem için en çok tercih ettikleri adlandırma Panagia. Yanılmıyorsam Türkçe’ye En Kutsal olarak çevriliyor. Bizim Türkçe’de Meryem Ana Kilisesi diye bildiğimiz Ortodoks Rum ibadethanelerinin asıl ismi bu. Kayseri’deki Rum Panaya Kilisesi gibi.

Ruslarda Bakire Meryem anlamına gelen Deva Mariya ifadesi yukarıda andığım adlandırmalardan sonra geliyor. Şahit olduğum kadarıyla sözlü ve yazılı kültürde Bogoroditsa ve Bogomater’e kıyasla kullanımı çok daha ender. Batı ile aradaki farklardan biri bu. Rusça’da birebir Meryem Ana‘yı karşılayan bir ifade ise yok. Bu anlama gelen Mat’ Mariya diye bir tamlama mevcut ama İsa’nın annesi için değil, genelde adı gerçekten böyle olan keşişler için kullanılıyor. Mariya Skobtsova adlı ahir zaman azizesi gibi.

Anlaşılan Rumların yanı sıra Ermeni ve Süryaniler için de benzer bir durum söz konusu. Her iki kilisenin Meryem’i adlandırmak için en sık kullandığı ifade Tanrıdoğuran. Ermeniler Maryam Asdvadzadzin (Meryem Tanrıdoğuran), Süryaniler Yoldath Aloho diyor (Allahdoğuran). İstanbul’da ve Diyarbakır’da Meryem Ana Kilisesi diye anılan Ermeni ve Süryani kiliseleri aslında bu adları taşıyor: Surp Asdvadzadzin ve Yoldath Aloho.

Bizde Meryem için en sık kullanılan iki ifade Hz. Meryem ve Meryem Ana. Birincisi İslami çağrışımlara sahip, İslam’ın bakış açısını yansıtan bir adlandırma. İkincisi ise nispeten daha kapsayıcı. Müslüman, Hıristiyan veya inançsız, ana dili Türkçe olan insanların Meryem’i adlandırmak için en sık başvurduğu ifade Meryem Ana. Özellikle mekan adlandırmalarında.

Bu çeşitlilik aslında adı geçen dillerle Türkçe arasında bir çeviri problemini beraberinde getiriyor. İçinde Bogomater veya Bogoroditsa kelimesi geçen bir ikon adı için Türkçedeki en uygun karşılık nedir? Süryanilerin Yoldath Aloho veya Rumların Panaya olarak adlandırdıkları bir mabedin Türkçe adı için gerçekten en doğru karşılık Meryem Ana mı? Tersten bir soru; Türkçe’den başka bir dile çeviri yaparken Meryem Ana ifadesinin yerine ne konmalı? Dilimizde Meryem Ana ve Tanrıdoğuran aynı kişiyi mi işaret ediyor?

Meselenin tarih, din, coğrafya, folklor ve dile dair boyutları var. Ancak çevirmen de en nihayetinde bir karara varmak durumunda. Tüm boyutları kapsasın ya da kapsamasın. Kişisel kanaatim Meryem Ana ve Tanrıdoğuran’ın aynı kişiyi işaret etmediği ve birbirlerinin yerine kullanılamayacağı yönünde.

İki sebepten ötürü.

Biraz sağı solu kurcaladıktan ve konuyla ilgili söz söyleme yetisine sahip kişilerle temas ettikten sonra edindiğim izlenim şu: Türkçe’deki Meryem Ana ifadesi aslen dini bir figürü işaret etmekle birlikte, bu figüre önem atfeden dinlerin resmi temsilcilerinin ürettiği bir ifade değil. Büyük olaslıkla Anadolu folklorünün bir ürünü ve bize özgü. Birincisi bu.

Bu iddiayı test etmek için tarihsel süreç içinde ifadenin izini sürebileceğimiz gelişigüzel birkaç köşeyi yoklayalım. Başlamadan Kuran ve İslam’ın öncelikli tercihinin Meryem ve Hz. Meryem, Anadolu Hıristiyanlarının ise Tanrıdoğuran (veya Panagia) olduğunu bir kere daha vurgulayayım.

1. Klasik Türk şiiri. Divan şiiri genellikle Kuran’ı takiple Meryem ifadesiyle yetiniyor: “Zahirde eğer zerre isek hafide yuhuz / Rûhu’l kudsün Meryem’e nefh ettiği ruhuz”  (Rûhî) veya “Babdan goncalara hâmil oldu gülbün / Öyle kim Ãsâ’ya Cibril deminden Meryem” (Fuzûlî). (Daha fazlası için bkz. http://www.yagmurdergisi.com.tr/archives/yazdir/bir-mazmun-olarak-divan-siirinde-hz-meryem)

2. Bu Alemi Gören Sensin‘de Hıristiyanlık dogmalarıyla tartışan Aşık Veysel’in tercihi Meryem Ana: “Kilisede despot keşiş / İsa Allah’ın oğlu demiş / Meryem Ana neyin imiş / Bu işin var bir de senin”. (Bkz. http://www.siir.gen.tr/siir/a/asik_veysel/bu_alemi_goren_sensin.htm)

3. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nden: “Osmanlı ordusu, dere içinde birbirlerini ezerken, düşman ordusu “Bire fursat bizimdir, Îsâ ve Meryem Ana ve Havâriyyûnlar ve Sarı Saltık ve İsvet Nikola ve Hızır-İlyâs ve Kasım ve Avustos sultânlar bize imdâd etdiler” derler”.  (Aktaran Gökhan Tunç. Bkz. http://turkoloji.cu.edu.tr/ESKI%20TURK%20%20EDEBIYATI/gokhan_tunc_evliya_celebi_seyahatnamasimenzili_kenari_reba_uslup_.pdf)

4. Efes’teki “Meryem Ana Evi”. Namı diğer Panaya Kapulu. Son derece ilginç bir ifade. Zira yarı Rumca, yarı Türkçe. Tarihi ne kadar eskiye gidiyor bilemiyorum. Ama yanlış anlamadıysam Meryem Ana Evi epey sonradan ortaya çıkmış bir adlandırma. Muhtemelen XX. yüzyılda. Diyanet Vakfı’nın İslam ansiklopedisinde evin XIX. yüzyıl sonunda Avrupalı Hıristiyan din adamları tarafından keşfedildiği ve dünyaya duyurulduğu yazılı. (Bkz. http://www.tdvislamansiklopedisi.org/dia/ayrmetin.php?idno=d290238)

5. Çağdaş Türkçeye yakın dillerden biri Gagauzca. Ortodoks Hıristiyan Gagauzların halk edebiyatı metinlerinde büyük oranda Yunan geleneğini takip ettiği görülüyor. Mehmet Ölmez’in Rus şarkiyatçılardan aktardığı “Şeytanla Meryem’in yaptığı sözleşme” adlı son derece ilginç anlatıda geçen şu cümleye bakalım: “Şeytannan Panayıya yapayorlar kihat: yölülar şeytanın, dirilär-da Panayiyanın…” (Devamı için bkz. http://turkoloji.cu.edu.tr/pdf/mehmet_olmez_radloffun_gagauz_halk_edebiyati_metinleri_yeniden_yayimi_konusu.pdf)

6. Yine Gagauz dilinde yazılmış 1908 tarihli bir dua kitabında Meryem için kullanılan ifadelerse şunlar: Allahıduuduran, Allahın Anası, Mariya kız, Cümledänpak Ana, Cümledänsaltanatlı Daymakız. Meryem Ana ifadesi geçmiyor. (Yunan, Rus ve Osmanlı etkisinin açıkça hissedildiği bu ilginç kitapçık için bkz. http://www.pigizois.net/moldavia/index_moldavia.htm)

7. Dünya dillerinde yapı olarak Türkçedeki Meryem Ana’ya en yakın ifade sanırım Tatarca’da. Tatarlar İsa’nın annesini İzge Ana olarak adlandırıyor. İzge kelimesinin bizdeki karşılığı ise “kutsal”.

8. Tatarlardan söz açmışken yakın bir coğrafyanın ürünü olan Codex Cumanicus’a da bakmadan geçmeyelim. Vikikaynak’a yüklenmiş bir metin var, tam mı, değil mi bilmiyorum. İçinden birkaç cümle seçtim: “Söz etiz bolup turur arï qïz Mariamdan.” “Arï Tïndan ulam erdeŋ ana Mariamdan ten alïp, kiši bolup turur.” (ana?) “Gabriel frišta ïdïrdï, Mariamγa sövünčlädi.” “Yazuqlımen Bey Teŋrige, arı Mariam qatunγa, arı Franasqa, arı Petrus arı Paulusqa, daγı barça arılarga, saa, tın ata. “Ave, Maria, anamïz!”

9. Latince adı Anastática hierochuńtica olan ve folklorik tıpta da kullanılan bir bitki var. Ruslar Eriha’nın Gülü olarak adlandırıyor. Bizde bazı yörelerdeki adı Meryem Ana Eli, Fatma Ana Eli veya Havva Ana Eli. (Bkz. http://lokmanhekim.mersin.edu.tr/index.php/lokmanHekim/article/viewFile/106/216 ve http://turkoloji.cu.edu.tr/HALKBILIM/ayse_bascetincelik_adana_halk_kulturu_dogum_odasi.pdf) Meryem Ana ile Fatma Ana ifadelerini yan yana ilk kez Alevi bir arkadaştan işittim. Bitki adlarındaki bu sürpriz yan yana geliş, bence arkadaşın işaret ettiği yönün anlamlı olduğunu gösteriyor.

10. Yine bu yönde Kemal Bülbül adındaki bir Alevinin ilginç bir tanıklığı var: “Köyde yaşarken Anacanım evin önüne ateşi yakıp sacı kurar ve ekmek pişirirdi. Gelip geçen biri olduğunda “Komşu gel bir Fatma Ana sıcağı al!” der ve ekmek vermeden bırakmazdı. Dedim ya biz hazret, peygamber gibi kavramları bilmezdik. Havva Ana, Meryem Ana, Fatma Ana, Zelxa Ana…” (Tamamı için bkz. http://www.bahadin.de/index.php?bolum=MisafirDefteri&yorum=ekle&pid=1001)

İkinci sebebe gelince.

Meryem Ana ifadesi galiba Türkiye’de bir uzlaşıyı temsil ediyor. İsa’nın annesi Meryem’e İslami bakışla, Hıristiyanca bakış arasındaki ve büyük oranda zorla kurulmuş uzlaşıyı. Açık konuşmak gerekirse, ortalama bir Müslüman Türk veya Kürdün İstanbul’da, Kayseri’de veya Diyarbakır’da her gün Tanrıdoğuran Kilisesi’nin önünden usulca geçip gittiğini hayal etmek güç. Artık epey az sayıda kalmış Hıristiyanın ve mabedin şu veya bu şekilde bugüne gelebilmesi biraz da görünmezliklerine bağlı.

Meryem Ana ifadesi folklorden aldığı güçle Panaya’nın, Bogoroditsa’nın, Theotokos’un, Yoldath Aloho’nun, Asdvadzadzin’in üstünü örtüyor, onları görünmez kılıyor gibi.

Biraz zorla, biraz şefkatle. Çünkü o herkesin anası. Galiba Tanrıdoğuran’ın da.